Ben 2 çocuk
annesi bir ev hanımıyım.
Sıradan
sayılabilecek bir hayatım var.Yani dışarıdan bakıldığında öyle görünüyor
olabilir.ama aslında…
Etrafımdaki
bir çok insan neden mesleğimi
yapmadığımı (ki aslında Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim.),neden koca parası
yemeyi tercih ettiğimi (ki aslında koca parası yemiyorum sadece eşimle iş
bölümü yaptık) ,neden fazla kilolarımı vermeye çalışmadığımı (ki aslında
vermeye çalışıyorum ama geleneksel aile tipine örnek bir aile olduğumuz için veremiyorum)
ve daha bir çok konuyu sorgulayıp, yargılayıp çoğu zamanda kınayıp durdu.Ama
kimin umurunda?
Hayat bana
güzel…
İki çocuğum
var ve ikisi de planlanmış çocuklar. Bir çok koşulun oluşmasını bekledik. Bir çok
şey için hazırlandık. Bir sürü kitap,makale,blog karıştırdık.Bir sürü eşya
aldık. Doğum sonrası başımıza gelecekleri biliyoruz diye düşünerek doğum
öncesinde bolca vakit geçirdik eşimle. Seyahat ettik ki bu ,bizim ailece
yapmayı en çok sevdiğimiz şeylerin
başında geliyor.
Hamile
kaldığım günden beri mahalle baskısına
maruz kaldım.Ama aslında doğduğumdan beri bu duruma alışkın olduğum için bünyeme ağır gelmedi.
Ben öyle
kendi bildiğimi okurum,kimseyi takmam,çok okurum,çok bilirim,kimseye kulak
asmam diyenlerden değilim.Taşra sayılan bir şehirde,kalabalık bir
ailede,geleneksel sayılabilecek yöntemlerle büyüdüm.Kimseye saygısızlık
etmemeye özen gösteririm ve fakat genellikle kendi bildiğimi yaparım.
Dedim ya
seyahat etmeyi hep çok sevdik ailece.Hamileyken de çok fazla seyahat
ettim.İnsanların “dur artık yerinde,uçakta doğuracaksın” laflarına aldırmayıp
Mısır çöllerinde elimde su şişeleriyle yürümüşlüğüm var hamileyken. Canım
çiftlikte (A.O.Ç) tost yemek istiyor diye gecenin 2 buçuğunda giyinip ,kuşanıp dışarı
çıkmışlığım da var. O zaman da duyan herkes ”aayy mikrop yuvasıdır oralar, niye
orada yiyorsun ki? Evinde yapsana temiz temiz”demişti. Ama ben onlara da fazla
kulak asmamıştım. Hatta o gece gittiğimiz büfede patates kızartması bitmişti de
ben hamileyim diye temiz yağda yeniden kızartma yapmışlardı. Ne büyük mutluluk
düşünsenize.
Bu ve
benzeri bir sürü örnek var hamileliğim
ve hayatım boyunca ama dedim ya ben insanları kırmadan ama kendi bildiğimden de
pek şaşmadan yolumda ilerledim.
Çok keyifli
bir hamilelik geçirdim ve nihayet mutlu gün geldi.İlk işaretle hastaneye
koştuk.Saat sabah 07.30.Doğum gece 02.50.10-15 kişi falandık hastanede. Herkes
bir şeyler söylüyor,yorum yapıyor,espriler havada uçuşuyor…Habire resim
çekiniyoruz. Kamera bir köşeye kurulmuş
sürekli kayıtta.
İşte o
kutlu an!!!
Kızım
kucağımda.Eski hayat bitti.
MACERA BAŞLIYOR…
FUNDA
FUNDA
Muhteşem ve çok akıcı bir yazı olmuş. Ne güzel anlatmışsın sevgili Funda... Kalemine sağlık...
YanıtlaSilSevgiler...
Hafize...