30 Mart 2017 Perşembe

Süs vE Kadın

     
'SÜS' VE KADIN   

     Doğa rengarenkti; ağaçlar çiçeklerle bezendi, otlar çiğ damlaları ile taçlandı, böcekler alabildiğine renklendi, yağmur yağdı gökkuşağı dört bir yanı dolandı, hayvanlar tür tür binbir rengin ihtişamını gözler önüne serdi. İnsanoğlu da yaşamının en taze yıllarından itibaren doğayı, kendinden olmayanı gözlemleyip kendi yaşamına uygun hale getirerek kullandı ve bu sayede gelişti. İnsan doğanın akıl almaz bezenişini ilk zamanlardan beri takip edip buna öykünmüştür. Bunu tam 45.000 yıl öncesinden bu yana yapmaktadır. Yani insan bunca yıldan beri doğanın renklerini gözlemlemiş ve kendini de bunca yıldır bu renklerle süslemiştir.
     Çoğunlukla süslenme işini yine doğadan elden ettiği materyallerle yapmıştır. Bunlardan en ilgi çekici olanları ve araştırmalardan elde geçenler şunlardır; ayı, aslan, kurt, sırtlan gibi vahşi hayvanların yanı sıra bizon, ren geyiği, ceylan, dağ sıçanı gibi av hayvanlarının dişleri, deniz kabuklularının kabukları, memeli hayvan ve kuşların kemikleri, boynuzlar, salyangoz kabuklarıdır. Bu doğal materyallerden yapılan süs eşyaları en eski yıllarda da günümüzde de aynı anlamları taşımakta aynı amaç için kullanılmaktadır. Süs eşyaları ki bunlar genellikle boncuklardan yapılan takılar olarak karşımıza çıkmaktadırlar; giysileri güzelleştirmek için süsleme, kem göze ve kötülüklere karşı kendini koruma, doğayla bağ kurma gibi çok amaçlı anlamlar ifade etmektedirler. Bu eşyalar araştırmalar ile günümüze ulaşanlarda dahil olmak üzere hala  aynı amaç için kullanım görenler ile çok çeşitlilik göstermektedir. Bunlar; diademler -alnın üzerinde başa yerleştirilen çelenk biçiminde taç; günümüz gelin başı süslemelerinde çokça görülmekte- küpe, kolye, pandantif -boyna takılan süs takısı, gerdanlık. İlk çağlarda boncuk, kemik pandantifler zamanla altın gümüş ve değerli taşlardan yapılan süs eşyalarına dönüşmüş ve günümüze de çok renkli ve zengin bir şekilde ulaşmış eski çağ kadının da günümüz kadının da gerdanını süslemiştir- yüzük, pazubentler -omza yakın yere takılan halkalar- halhallar, giysi süslemek için kullanılan boncuklar, hayvanlara takılan boncuk dizileri olmak üzere oldukça farklı ve çeşitlidirler. 
     Yukarıda da değindiğimiz gibi sadece süs eşyası olarak bir anlam ifade etmekle kalmıyordu eski çağ kadının kullandığı bu boncuklar aynı zamanda verimliliği, doğurganlığı simgeliyor öte yandan toplumda ki hiyerarşik düzeni göstermek içinde kullanılıyorlardı. En yaygın anlamıyla süs eşyası olarak kullanılmalarının yanı sıra kem göze, kötülüklere karşı korunmayı  da simgeleyen bu boncukların tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Batıda Sümer'den Mısır'a, oradan Yunanistan'a Roma'ya yayılmış ve tüm Avrupa'yı kaplayan bir inanış halini alan kem gözlerden korunma inanışı karşımıza çok erken tarihlerde çok çeşitli kültürlerde çıkmıştır. Anadolulu cam ustası da nazar için kullanılan göz figürünün gücünü ateşin gücüyle birleştirerek yepyeni bir tılsım yaratmış nazar boncuğu olarak karşımıza çıkartmıştır.  Bu inanış  bir başka yazının ana konusu olmayı hak edecek kadar uzun olduğu için burada bu kadarına değineceğim.  Fakat göz boncuğunun da diğer boncuklar gibi takı olarak da çıkışından günümüzde dahil olmak üzere yıllardır kullanıldığını gözlemekteyiz. 
     Kadın en erken çağlardan beri güzellik kavramıyla iç içe olmuştur bunun maddi kanıtı da yine Anadolu'dan Çatalhöyük'ten elimize geçen ayna ve süslenmek için kullandığı düşünülen kırmızı toz boyadır. Kadın kendini gerek boncuklarla gerekse boyalarla süslemiş olmalıdır tıpkı günümüzde ki gibi. Mitolojide de güzellik kadınlarda  Aphrodite aşk ve güzelliğin simgesidir mesela. Güzellik, tanrıçaların heykelleriyle maddi boyuta geçmiş ve gözler önüne serilmiştir. Yunan heykellerinde gördüğümüz tanrıçaların bir çoğu güzel, ince, naif kıyafetli, saçları yapılı ve taçlanmış, süs eşyalarıyla takıp takıştırmış olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Yani kadın her statüde süsle iç içedir.
     Sonuç olarak söylemek gerekirse kadın doğanın bezenişini fark ettiğinden bu yana her çağda çok farklı kültürlerde farklı statülerde olsa bile kendini çeşitli materyallerle bezemiş ve süslemiştir. Güzelliğin simgesi olan kadın ister boncuklarla ister boyalarla bezensin güzelleşmek için bir yol bulmuştur. Günümüz kadının da ilkel kadından bayrağı devraldığını ve ileriye taşıdığını söylemek mümkün. Çağımızın gelişmişliği ile de süslenmek çok başka bir boyuta geçmiştir. Çıkarım yapmam gerekirse kadın her çağda kadındır süslenmek ve güzelleşmek her çağın her milletin kadını için ortak bir paydadır. Ve süs bizim işimizdir :)

Gizem SEÇEN  

Dr. Şeniz ATİK, 'Çağlar Boyunca Boncuk', Aktüel Arkeoloji, Sayı:7, Temmuz 2008, sf.86-93.
Gülcan KONGAZ, 'Boncuk ve Güzellik', Aktüel Arkeoloji, Sayı:7, Temmuz 2008, sf.94-99.
Secda ALTUK, 'Arkeoloji Sözlüğü', İnkılap Kitapevi, 1997.
Azra ERHAT, 'Mitoloji Sözlüğü', Remzi Kitapevi, 2003.
Ümit ÇİÇEK, 'Göz Boncuğu', izto.org.tr. 2009.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder