26 Şubat 2017 Pazar

Tarihin Akışında Kadın Olmak

Tarihin Akışında Kadın Olmak

Anadolu da kadın olmak günümüzde olduğu gibi geçmişinde önemli bir parçasıydı. 'Anadolu Kadını' diye tabir ettiğimiz kadın profilinin günümüzden çok önceleri Anadolu da yaşayan hakların kadınları tarafından ilmek ilmek dokunduğu söylenebilir. Hem yazılı kaynaklarla hem de arkeolojik verilerle saptanan bu önemi biraz inceleyelim günümüz kadının gücünün tarihe nasıl dayandığını bir görelim istedik.

     Kadının tarih sahnesine çıkışı ilkel zamanlarda görülen rölyeflerde, heykelciklerde, fresklerde, mezar buluntularından elde edilen kadınlara ait amulet, süs eşyası ve kutsal anlam taşıyan figürinlere dayanmaktadır. Anadolu kadının yazılı kaynaklara geçişi bizimde Anadolulu kadını tanımaya başladığımız dönem ise yazının Anadolu'ya gediği zamana tekabül eder ki bu dönem Anadolu da Asur Ticaret Kolonileri Çağı dediğimiz ; MÖ.2 binyıl yaşanmaktadır. Kadının bu çağda çizdiği profille sonrasında Hitit çağında oluşturacağı profilin temelleri atılmıştır ki Hitit Anadolu'nun temelleri arasındadır diyebiliriz. Koloni Çağında ki kadın hem günlük ev işlerini yapıp çocuklarına bakan ev kadını profilinde, hem de siyasi alan da güçlü yetkilere sahip soylu sınıfı kadını profilindeydi. Bu soylu sınıfa mensup kadınlar Rubatum (kraliçe-beyçe) adıyla anılıp kralın karısından üst mevkiye sahiptiler. Bazı suçluları tutuklatıp hapse attırma yetkileri dahi vardı. Hakim kadınlar gibi düşünsek sanırım yanlış olmaz. Kadınlar mitolojik olaylara konu olarak da din sahnesindeydiler. Zalpa adında ki kraliçenin 30 erkek çocuk doğurmuş olduğu mitolojik kaynaklı bir metin kadınların o dönemde de doğurgan varlıklar olduklarını vurgulamaktadır.  Kadın bu profillerin dışında karşımıza birde iş kadını olarak çıkmaktadır. Kendi ayakları üzerinde durabilen, erkeğiyle eşit şartlarda bir yaşam süren iş kadını profili. Yine yazıtlardan öğrendiğimiz bir isim olan Pusuken'in karısı Lamassi vergi memurlarına karşı kendi kararlarını verebilecek, ufak çaplı vergi kaçırabilecek, yanında işçi kadınlar çalıştırıp kumaş imal edebilecek hürriyete sahip bir kadın tüccardı. Çok eski tarihlerden elde ettiğimiz isimlerinde günlük hayata bir şeyler katmış insanlar olduklarını es geçmek istemem. Sıradan halkın adının zikredilmediği, öneme sahip bir şeyler başarmış insanların -kadınların- isimlerinin yazılı kaynaklarda yer etmiş olduğunu vurgulamak isterim. Devam edecek olursak tüm bu kadın profillerinin yanı sıra bir de köle olarak alınıp satılan kadınlarda mevcuttur. Bu çağın kadınlarının evlilik hayatları da eşitliğe dayalı idi; mesela boşanmayı isteme hakları mevcuttu, boşandıklarında da eşleriyle mallarını bölüşeceklerdi. Çocukların velayeti anne de kalabiliyor ve gerekirse baba nafaka ödeyecek deniyordu. Günümüz kadın haklarının temelleri o zamandan atılmış ne dersiniz? Koloniler Çağından sonra gelen Hitit Çağında ise kadın profili hakkında kaya kabartmalarında, stellerde, kaidelerde, mimarlığa bağlı taş kabartma sanatında ve kabartmalı kült vazolarından bilgi sahibi olmaktayız. Anadolulu kadına dair ipuçlarının en güzel örnekleri arasında kabartmalı kült vazoları vardır. Bunlar arasında İnandıktepe vazosu ve Büyük Hüseyindede vazosu üzerinde bulunan figürlerden kadınların; evlilik ritüellerine, dini yaşamlarına, müzisyenliklerine yani yaşamlarından kesitlere rastlamaktayız. Bunların yanı sıra daha kesin bilgilere tabi ki bizi yazılı kaynaklar ulaştırmaktadır. Günümüzde de rastladığımız kadının çeyiziyle koca evine gitmesi, kadınlar için başlık parası ödenmesi, bazen kocanın içgüveysi olarak tabir ettiğimiz şekilde kayınpederinin evine gelmesi  şeklinde kadınların evlilik hayatlarına dair geleneksel nüansları bize Hitit yazılı kaynakları sunmaktadır. En ilginç olan gelenek ise bazı bölgelerde hala geçerliliğini koruyan ölen kocanın yerine kocanın kardeşiyle evlendirilmedir ki bu günümüz Türkiye'sinde gerçekleşen 33 evlilik türünden biri olarak kabul edilir. Evlilik hayatı dışında yazılı kaynakların bize verdiği bilgiler ışında kadını iş yaşamının çeşitli alanlarında görmekteyiz ki; terzi, dokumacı, meyhaneci, değirmenci vb. kadınlara o dönemde rastlamaktayız. Hititlerde de bugün olduğu gibi kadın güçlü bir sosyal ve iş kimliğine sahiptir.
     Sonuç olarak Ayakları üzerinde durup hem evini hem iş hayatını layıkıyla sürdürebilen güçlü kimliğiyle erkeklerden ayırt edilmeyen kadın profili tarihin çok çok eski zamanlarında köklenmiş ve zamanla yerine daha sağlam oturmuştur diyebiliriz. Aslında zaman istediği kadar değişime uğrasın biz eski kadınlar gibi güçlü, ne istediğini bilen kadınlar olarak sadece barağı devralıp yola devam ediyoruz.

Gizem SEÇEN

Kaynakça
'Hititlerde Kadın'-Yrd. Doç. Dr. Meltem Doğa-ALPARSLAN/Aktüel Arkeoloji, 2-2013
'Eski Anadolu'da Kadın'-Dr.A. Muhibbe DARGA/ 1984
'İnsan ve Hayvan Tasvirli Eserler Işığında Hitit Sanatının Temel Öğeleri'-Gizem KÖPRÜLÜ/2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder